Terör ve Terörizm nedir ?

Neden günümüzde en çok kullanılan kavram oldu?



Soğuk savas döneminin kitlelerin anlayış ve tavırlarını yönlendirme amacını gerçekleştirmede popular olan, “ komünizm” kavramının yerini günümüzde, “Terrorizm” kavramının alması, bu kavrama bir açıklık getirilmesi zorunluluğunu yaratdı. Kavrama tam bir içerik getirilmeden kullanılması, özellikle emperyalistlerin ve onların işbirlikçilerinin, kendi çıkarlarına karşı olan her kişi, yada kuruluşa, yada hareketlere, “terörist” damgası vurması nedeniyle, bu kavramın anti-emperyalist ve bağımsızlık mücadelesi yaklaşımında bir açıklığa kavuşturulması gerekiyor.

Bireylerin ve kitlelerin olaylar karşısında, gerek düşünce ve gerekse pratik olarak alacakları reaksiyon ve tavırları belirleyen, döneme göre değiştirilen, popüler kavramlar olmuştur. Kavramların içeriklerini, ve kavrama verilecek “anlamı” hep kendi çıkarları doğrultusunda şekillendiren hakim gruplar, kitlelerde bu “şekillendirilmiş” anlayışlar doğrultusunda, onların alacakları reaksiyon ve tavırlarını da “şekillendirmeyi” ve “yönlendirmeyi” hedeflemektedirler. Nasılki soğuk savaş döneminde “komünistler ölü olarak ele geçirildi” haberinde “oh olmuş” reaksiyonunu almayı beceren emperyalistler ve onların uşakları, günümüzde de Irak ta işgale karşı savaşan insanları da medyada yaygın olan “teröristler ölü olarak ele geçirildi” haberine karşı aynı reaksiyonu yaratma peşindeler. Ancak burda en tehlikeli olan bu anlayışı ve reaksiyonu yaratmanın devamında oluşacak olan “tavır alma” içeriği ve işlevinde. Yani yaratılmak istenen anlayış işgale ve işbirlikçilere karşı savaşmanın “terörizm” le eşdeğer olması. Bu sadece önemli bir tane örneği şüphesizki.

Günümüzde bir olayı, yada kişiyi “terörizmle” bağlantılı olarak açıklamak, hemen her çıkar çevrelerinin, kitleleri manipule etme yolunda en kolay kullandığı bir yöntem olmaya devam ediyor. Her grup, diğerini “terorist” olmakla suçluyor. Kavramın sık sık, hemen her yerde, her “kötü” yü “terörizm” kavramıyla bağdaşlaması, “kötü” nün “ne olduğu” sorgulanmadan, kitlelerin reaksiyon ve tavırlarını, kendi amaç ve çıkarları doğrultusunda yönlendirmede, uzun süreli , kalıcı bir “anlayış” yaratılmayı hedeflemekte. Örnek olarak, soğuk savaş dönemindeki demokrasi ve bağımsızlık mücadelelerinin, (onlara “kötü” nün) “komünizm” le damgalanması , bu kavram doğrultusunda manipule ettikleri kitleler tarafından, bu mücadelenin “kötü” lüğü sorgulanmadan, direk reaksiyon ve tavır alma seçeneğine itmiştir.


Terör izm kavramı üzerine


Kavramı açıklamada latin kelimesi “terörü” (korku yaratmak olarak) temel alan batılı medeniyet-siz-ler, olayı bireyselliğe, yada en fazlasından, grupsallığa ve en önemlisi “ practıced by people-halk tarafından uygulandığı” , açıklaması ile onun dışında kalan bütün Devlet ve kurumlarını aklamayı hedef almışlardır. Büyük ölçüde bu anlayış hemen herkeste hakim

Terör ün sonuna getirilen “izm”, yapılan hareketin ideolojik bir yapıya, “amaça” sahip olduğunu vurgular. Bu anlamda çok meşhur olan “amaç kullanılan yöntemi, pratiği haklı çıkarır “ deyimi, bu temelde ortaya sürülmüştür. Yani normal şartlarda “ yanlış olacak bir hareketin, amaca ulaşmakta sağlıyacağı bir yarar varsa, bu o hareketi aklar, yani haklı çıkarır.

Hakim sınıflar her zaman “terorizmi” bir “düşünceye” , özelliklede, karşı oldukları bir düşünceye bağlamışlardır. Korku yaratma açısından “terörizmi” ,şantaj yapma, önemli kitle önderlerini öldürme, iç karışıklıklar çıkarma, ve var olan yapıyı dengesizleştirme vb olarak tanımlayan batılı ideologlar ,ne ilginçtirki, soğuk savaş döneminde “komünizm” tehlikesi kılıfı altında bu yöntemlerin emperyalistler ve onların işbirlikçileri tarafından sistematik bir şekilde kullanıldığını gözardı ederler. Aynı şekilde, soğuk savaş dönemi boyunca bir savaş yöntemi olarak “terörizm”gene onlar tarafından kullanılan bir yöntem olmuştur.

“Teror ve terörizm insanlık tarihinin her zaman bir parçası olmuştur” , diyen batılı ideologlar gene bunu “insanın doğasına” bağlayarak devlet ve kurumlarından soyutlamayı unutmamışlar. Gerçekte tarihe baktığımızda ülkelerin işgali, kontrol altında tutulması, köleleştirilmesi ve sömürülmesi “terrör” yani korku taktiğinin uygulanması ile gerçekleştirilmiştir. Gene soğuk savaş donemi boyunca provokasyonlarla , propogandalarla ve seçilmiş hedeflerin yok edilmesi ile “ gizli servislerin” kullandığı en önemli araç olmuştur.
Bizlerin günümüzde “terrör-izm” kavramına açıklığa kavuşturmamız gereken yanı, onun bir ülkenin (emperyalist) başka ülkeye (gelişmesi engellenmekte devam edilen), bir grubun (sınıfsal açıdan hakim olanın) diğerine, ve temel olarak sivil halka karşı uygulanan bir taktik olması.

Terörizm ne kadar “haklılık kılıfı” olsa dahi onun nihai amacı olarak değil ,onun , kullandığı yöntem ve pratiği, ve bu pratiğin sonuçta hedefinin niteliği ile açıklanmalıdır. Bu tür bir yaklaşıma olumlu bakan batılı ve batılı olma hastası aydınlar hemen araya “şiddet” olması gerekir, gerekçesini bağlayarak, ülkelere uygulanan ekonomik ambargo ve boykot gibi milyonlarca çoluk çocuğun açlıktan ölümüne neden olan yöntem ve pratiği aklamayı unutmuyorlar.

Bilerek yada bilmeyerek. isteyerek yada istemeden “nitelik” olarak sonuçta halktan sivil insanları hedef alan pratikler terörizm dir.

Bu anlamda yazarların, sendika liderlerinin ve benzeri halk liderlerinin öldürülmesi , ne kadarda batı medeniyet-siz-lerinin “terorizm” kavramının dışında bıraksalar da, terörizmin ta kendisidir. Çünki “terrorist” pratik ekonomik/politik bir pratiktir, “kontrol” savaşında büyük çoğunlukla “kontrol edenlerin” bir pratiğidir. Batı medeniyet-siz-liğinin henüz ortak bir noktada birleştiği bir “terror-izm” açıklamasının olşturulmamasının nedeni, kendi hareketlerinin bu “açıklama” içerisine gireceği, ve bu yüzdende bu kavramı çıkarları doğrultusunda istedikleri gibi kullanabilme şanslarını tehlikeye düşürecekleri gerçeğindendir. Ortak olan tek bir yan , "devlet" in terrorist olamiyacagi ve onlarin, askeri yada polis, savasta yada askeri demokrasi ihracatindaki pratiklerinin bu kavram icine giremeyecegi..

ABD devlet bakanlığının açıklamasına gore, terrorizm: " Önceden planlanmış, politik motıvasyonu/ güdüsü olan “savaş dışı kişileri” hedef alan şiddet kullanımı………………."

Ancak gerçek yaşama ve örneklere baktığımızda görürüz ki "savaş dışı " denildiğinde bu o anda silahsız olan yada görevde olmayan askerleri kapsamaz. Ama onlar silahsız Afgan yada müslüman olursa bu açıklamanın içine girer. Ve bu ikiyüzlülük her alanda devam eder.

Örneğin USS Cole Askeri gemisine yapılan saldırıda ABD li askerlerin öldürülmesi olayında, gemi askeri olmasına ve silahlandırılmış olmasına rağmen hareket “terorizm” olarak ilan ve protesto edildi. ve “açıklamaya” yenilik getirilerek “ askeri düşmanlığın olmadığı bölgelerde asker ve askeri hedeflere saldırılarıda biz “terrorist saldırı” olarak görürüz” dendi ve “terörizm açıklaması” , gene her zaman çıkarlar doğrultusunda değiştirilmeye hazır bırakıldı.

Benzer bir sekilde: Filistinliler işgal edilen topraklarına yerleştirilen, ve ordu tarafından silahlandırılan, işgal ordusunun bir parçası haline gelen, silahlı israil göçmelerini hedef aldıklarında hareket, “ terörizm” olarak hemen damgalanır. Ancak israilin sivil Filistinlilere yönelik saldırıları kesinlikle “terörizm” olarak Kabul edilmez.

Bu noktada onların “terörizm” kavramına neden ortak, herkesin kabullenebileceği bir açıklama getirmede hep demogojik, ve kitaplar dolusu teorik kıvırmalar yaptıklarının nedeni ortaya çıkıyor.

Çünki onların yaratma peşinde oldukları “sahte-gerçeğe” göre “ Terorizm” hiç bir zaman “batılı”, “Hristiyan” , “medeni” DEVLETler tarafından uygulanmaz.. Bu anlayış ın yaratılması ile olacak reaksiyonlar ve tavırlar, batı medeniyet-siz-lerinin bu türden yapacakları, ve yapmakta oldukları her türlü aktivitelerden “arındırmış” yönde olacaktır. Yani kendi yaptıklarının “terörizm” içine girmediği yönünde bir kılıf, onların vermesine germek kalmadan, kitleler tarafından kendiliğinden yaratılacaktır.

Emperyalistlerin beslediği medyanın ve kemik yalayan "aydinların" yardımı ve katkısı ile yaratılmak istenen "uluslarası açıklama", terrorizmi , "sivil, bireysel, grupsal, örgütsell ve kültürel" seviyede açıklama yönünde gelişmekte, ve böylecede emperyalistleri ve işbirlikçilerini “terörizm” olgusundan tamamiyle soyutlayarak onların “terrorist” aktivitelerini şimdiden yasallaştırma peşindeler. Çünki onları soyutlamak , onların “terörizm” de “savunma” tarafında olduğu imajını yaratarak “saldırılarını” haklı çıkarma provokasyon ve propogandalarına hizmet etmektedir.

Böylece hem (ayni kolonicilik donemindeki "üstün ırkın" barbarlara medeniyet ihraç etme kılıf ve “haklılık onaylaması” gibi) , "kültürlerin demokratikleştirilmesini" , "demokrasi ihraç etme" de haklı çıkarma ve haklılıklarını onaylama olarak kullanabilecekler, hemde istedikleri ülkelerdeki belirli kuruluş yada örgütleri, kültürleri "damga"liyarak, "demokrasi ihrac etmeye" neden yaratabilecekler.

İsin en ürkütücü yanını, ulusal kurtuluş hareketlerini ," ....terorıst kavramı ile özgürlük savaşcısı birbiriyle çelişkili olmayan kavramlar dır." diyerek, ve bu açıklamayı "uluslarası terorizm kavramı " ına ilave ederek, demokrasi ihraç etme hareketlerinde, ve sürecinde olabilecek kurtuluş mücadelesini, kitlelerden soyutlama çabası oluşturuyor. Bu çabanın Türkiyede bile bir ölçüde başarı sağlamış olmasını, Kurtuluş savaşındaki mücadelenin kimi özelliklerini ve Irakta verilen bağımsızlık mücadelesini “terörizm” le bağdaştırmaya çalışanların varlığıyla gösterebiliriz.

Terörizm nedir:
Terörizm sivillere ve sivil hedeflere karşı bilinçli olarak kullanılan şiddetdir. NE “AMAÇ” , KULLANILAN “YÖNTEMİ” HAKLI YAPAR, NEDE KULLANILAN YÖNTEM VE ARAÇ, HAREKETİ BELİRLER.. BELİRLEYİCİ OLAN, HAREKETİN SONUCUDUR. KULLANILAN YÖNTEM VE ARAC, hareketin belirleyici özelliğini, yani SONUCUNU değiştirmez. Kullanılan, bir kişi tarafından atılan 10 liraya mal olan bomba da olabilir, milyonlarca dolarlık uçaktan aşağı bırakılan, milyonlarca dolarlık bombalar da olabilir. Sonuçta yok olan sivil insanlar sa o hareket “terörizm” dir.

“ALINAN HEDEF” DİR HAREKETİN NE OLDUĞUNU BELİRLEYEN, KULANILAN “ARAÇ VE YÖNTEMLER” DEĞİL.

IRK, KÜLTÜR, ETNİSİTY, DİN, YADA GİYDİKLERİ ASKERİ VEYA SİVİL ELBİSE, YADA STATÜLERİ DEĞİLDİR BELİRLEYİCİ OLAN. TEMEL ALINAN “HEDEFİN NİTELİĞİ”NE BAĞLI OLARAK, YAPILAN “HAREKET”DİR BELİRLEYİCİ OLAN.

Sonuç olarak sivilleri hedef alan şiddet hareketi, yapanın niteliği, kimliği, kullandığı yöntem ve araçlar, araçların ilkelliği yada teknolojik olup olmaması, nihai amacının iyi olup olmaması vb. göz önüne alınmaksızın, bir terrorist hareketdir. Ve hiç bir devlet, özellikle batı medeniyet-siz-leri ve onların işbirlikçileri bu açıklamanın dışında değildir , olamaz.